Dünya genelinde yanlış bilgiyle mücadele eden teyitçilerin sayısındaki artış, bu alandaki önemli bir gelişmeye işaret ediyor. Duke Reporters' Lab tarafından sağlanan verilere göre, 2008 yılında sadece 11 teyitçilik projesi varken, bu sayı 2023 itibariyle 417'ye yükseldi. 2024'ün ilk çeyreğinde ise bu sayının 437'ye ulaştığı görülüyor. Ancak, yanlış bilgiyle mücadeleyi amaçlayan kuruluşların sayısındaki artışın son zamanlarda yavaşladığı da aşikâr.
Fakat bu durumu sadece sayılarla değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Örneğin, Afrika'daki ilk teyitçilik kuruluşu Africa Check, başlangıçta iki kişilik bir ekipken, bugün dört ülkede ofisleri bulunan ve 40 kişilik bir kadroya sahip. Benzer şekilde, bir Twitter hesabı olarak başlayan Maldita, bugün 50'den fazla çalışanı olan bir kuruluş haline geldi. Bu, özellikle Afrika, Ortadoğu ve Asya gibi bölgelerde teyitçilik faaliyetlerinin umut verici şekilde arttığını gösteriyor.
Yanlış bilgi, özellikle halk sağlığı sorunları, iklim felaketleri ve çatışma gibi kriz zamanlarında hızla yayılıyor. Bu durumlar, doğru bilgiye erişimin zorlaştığı zamanlar olduğundan, teyitçilik faaliyetlerinin önemi daha da artıyor. Poynter'dan Peter Cunliffe-Jones ve Lucas Graves'in vurguladığı gibi, "Yanlış bilgi krizlere bayılıyor."
Basın özgürlüğünün sınırlı olduğu ülkelerde doğru bilgiye ulaşmak daha da güçleşiyor. 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre, basın özgürlüğü "ciddi derecede tehlikede" olan 31 ülkede, bu ülkelerin yarısında herhangi bir teyitçilik faaliyeti bulunmuyor. Ancak, bu ülkelerin diğer yarısında 62 teyitçilik organizasyonu faaliyet gösteriyor; Hindistan bu organizasyonların yarısına ev sahipliği yapıyor.
Teyitçilik kuruluşlarının ömrü de etkileri kadar uzun. Duke Reporters' Lab'a göre, teyitçilik kuruluşlarının neredeyse yarısı beş yıl veya daha uzun süredir aktif. Bu rakamlar, teyitçiliğin dünya çapındaki sürdürülebilirliğini ve etkinliğini vurguluyor. Ancak, yeni kuruluşların açılma hızındaki azalma, bu alandaki ivmenin yavaşladığına işaret ediyor.
Son yıllarda sıkça duyduğumuz bir fenomen olan devletlerin doğrulama alanına girmesi meselesi, teyitçiliğin temel taşı olan bağımsızlık ve tarafsızlık konusunda endişeleri beraberinde getiriyor. Teyitçiler, hükümet destekli teyitçilik faaliyetlerinin çoğu zaman tarafsızlık, nesnellik ve şeffaflık standartlarını karşılamayı imkansız kıldığını hatırlatıyor.
Örneğin, Endonezya'daki KOMINFO gibi hükümet girişimlerinin siyasi amaçlarla manipüle edilebileceği kaygıları mevcut.
Sonuç olarak, dünya çapında teyitçilik faaliyetlerinin artması, yanlış bilgiyle mücadelede önemli bir adım olsa da, bu alandaki zorluklar ve tehditler devam ediyor. Doğru bilgiye olan ihtiyaç sürekli olduğu için teyitçilik, bilgi toplumunun vazgeçilmez bir parçası olarak kalmaya devam edecek.
Fakat bu durumu sadece sayılarla değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Örneğin, Afrika'daki ilk teyitçilik kuruluşu Africa Check, başlangıçta iki kişilik bir ekipken, bugün dört ülkede ofisleri bulunan ve 40 kişilik bir kadroya sahip. Benzer şekilde, bir Twitter hesabı olarak başlayan Maldita, bugün 50'den fazla çalışanı olan bir kuruluş haline geldi. Bu, özellikle Afrika, Ortadoğu ve Asya gibi bölgelerde teyitçilik faaliyetlerinin umut verici şekilde arttığını gösteriyor.
Yanlış bilgi, özellikle halk sağlığı sorunları, iklim felaketleri ve çatışma gibi kriz zamanlarında hızla yayılıyor. Bu durumlar, doğru bilgiye erişimin zorlaştığı zamanlar olduğundan, teyitçilik faaliyetlerinin önemi daha da artıyor. Poynter'dan Peter Cunliffe-Jones ve Lucas Graves'in vurguladığı gibi, "Yanlış bilgi krizlere bayılıyor."
Basın özgürlüğünün sınırlı olduğu ülkelerde doğru bilgiye ulaşmak daha da güçleşiyor. 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre, basın özgürlüğü "ciddi derecede tehlikede" olan 31 ülkede, bu ülkelerin yarısında herhangi bir teyitçilik faaliyeti bulunmuyor. Ancak, bu ülkelerin diğer yarısında 62 teyitçilik organizasyonu faaliyet gösteriyor; Hindistan bu organizasyonların yarısına ev sahipliği yapıyor.
Teyitçilik kuruluşlarının ömrü de etkileri kadar uzun. Duke Reporters' Lab'a göre, teyitçilik kuruluşlarının neredeyse yarısı beş yıl veya daha uzun süredir aktif. Bu rakamlar, teyitçiliğin dünya çapındaki sürdürülebilirliğini ve etkinliğini vurguluyor. Ancak, yeni kuruluşların açılma hızındaki azalma, bu alandaki ivmenin yavaşladığına işaret ediyor.
Son yıllarda sıkça duyduğumuz bir fenomen olan devletlerin doğrulama alanına girmesi meselesi, teyitçiliğin temel taşı olan bağımsızlık ve tarafsızlık konusunda endişeleri beraberinde getiriyor. Teyitçiler, hükümet destekli teyitçilik faaliyetlerinin çoğu zaman tarafsızlık, nesnellik ve şeffaflık standartlarını karşılamayı imkansız kıldığını hatırlatıyor.
Örneğin, Endonezya'daki KOMINFO gibi hükümet girişimlerinin siyasi amaçlarla manipüle edilebileceği kaygıları mevcut.
Sonuç olarak, dünya çapında teyitçilik faaliyetlerinin artması, yanlış bilgiyle mücadelede önemli bir adım olsa da, bu alandaki zorluklar ve tehditler devam ediyor. Doğru bilgiye olan ihtiyaç sürekli olduğu için teyitçilik, bilgi toplumunun vazgeçilmez bir parçası olarak kalmaya devam edecek.